Nisan 23, 2016 admin

ULAN, ALLAH SENİ…

Çok sinirlendiğimiz insanlar olmuyor mu? Oluyor.
Aklımızdan çıkmıyor, deli ediyor, midemize kramplar giriyor, daha neler neler…

Bu durumdan kurtulmanın tek yolu var.
Hem çok basit, hem çok etkili, hemide sevap.

Ney mi?
O insan için “içtenlikle, samimiyetle” dua etmek, hayrını, sağlığını, başarısını istemek.

Olur mu? Yapabilir miyiz?

Bu şekilde ayrı bir boyuta geçiveriyoruz. Kızgınlığımız geçiyor. O insanın birden, kahrolası, yok edilesi, bir kaşık suda boğulası “düşman” vasfından çıkıp, hata edebilen, şeytana uyan, nefsine, zayıflıklarına yenik düşmüş, aciz bir kul olduğunun ayırdına varıyor, kim bilir belki benim de hatam olmuştur noktasına da gelebiliyorsak olay bitiyor.

Eğer gerçekten samimiyetle dua edemiyorsak, olmuyorsa, hata kendimizdedir. Asıl biz şeytana uymuşuzdur, nefsimize yenilmişizdir.

Deneyin, olmadı getirin kafayı değiştirelim.

ULAN, ALLAH SENİ… cennetin en güzel yerine koysun emi.
ULAN, ALLAH SENİ… en sevdiği kullar arasına alsın.
ULAN, ALLAH SENİ… iki cihan saadetini versin.
ULAN, ALLAH SENİ… kamil insan eylesin.